Ahlen,19.07.2009
Karmaşık İnsan İlişkileri-Akrabaların Yabancılaşması
 
Modern çağda insanlar arasındaki ilişkiler tamamen bir komleks haline dönüştü.Herşeyin kolaylaştığı ve ilişkilerin bir kompleks haline dönüştüğü günümüzde insanlar adeta buğday tanelerininin rastgele ekin tarlasına serpiştirildiği gibi her tarafa dağıldı.
 
Fazla değil,şurda otuz-kırk yıl öncesine kadar, özellikle küçük yerleşim birimlerinde bütün aile bireyleri bir arada kalırdı.O aile bireyleri kendileri birer aile kurduler, ekmeklerini kazanmak üzere şehirlere,yurtdışına yerleştiler. „gözden uzak olan gönülden de uzak olur „ sözü gerçek olsa gerek.Uzun süre birbirinden uzakta yaşayan insanlar gönüllerde yaşasa da, zamanla ve sorunların ağırlığı ile gerçekten bazı değerler de beraberinde yitip gidiyor.
 
„Dünya küçük veya küçüldü „ deriz bir tanıdıkla karşılaşınca. Dünya ne kadar küçülse de biz insanlar o kadar dağıldık ki, sadece yakın akrabalararı ve çocukları saymaya kalksak hepsini çıkaramayız,belki birçoğunu hiç görmemişizdir bile.Zaman zaman gezinirken, yolda giderken, değişik yer ve ortamlarda gördüğüm insaların bazıları için : „acaba şu gelen bizlerden mi „ diye kendi kendime sorduğum olmuştur.
 
Köylerde yaşarken yerinden oynayan taşları bile farkederdim. Şimdilerde ölenlerimizi bile taaa neden sonra duyabiliyorum.Çevremdeki konuştuğum insanlara bakıyorum, yakın akraba arasındaki küslüklere, küçük nedenlerden dolayı küsmeler, ufak tefek sebeplerden dolayı dargınlıklar, sayılı olan ömrümüzün günlerini ne ile uğraşarak geçiriyoruz.Bütün bunlara yüzlerce, binlerce kilometre uzakta yaşamanın beraberinde getirdiği sorunları da ekleyecek olursak, aramızdaki zaten uzak olan gönül mesafesi daha da uzaklaşıyor.Öyle aileler var ki, kardeş kerdeşin çocuklarını tanımıyor. Çoğunluk duyduğum, özellikle de ülkemizde, ne derce gerçekçi bilmiyorum,bir mutsuzluk, menmuniyetsizlik. Halahazırda elinde olanla değil, istediği veya olmayan şeylerle uğraşı veren insan mutlu olamaz.Bardağın hep boş tarafına değil dolu kısmını da görmeliyiz.
 
Bir-iki odalık evde yaşayan büyük aileler, bugün artık herbirisi üçer-dörder odalık ev veya dairelerde oturuyor, ölümünde iki metreye sığan bir insan, sağlığında üç-dört odaya ancak sığabiliyor.Yaşam standartları o kadar yükseldi ki, artık arabalara park sorunu büyük şehirlerde bir probleme dönüştü. Herşeyin bir bedeli olacağı malum, bu yaşamı finanse edebilmek, mümkün mertebe bütün aile bireylerinin maddi katkılarıyla mümkün. İş kayatı, insanlara, eskiden olduğu gibi birbirimize ayıracak zaman problemlemini,stresi beraberinde getiriyor.Hepimiz için geçerli olan : „zamanım yok, işim var ve benzeri mazeretler hep gündemde.“
 
İmkansız ama yine de kendimi düşünmekten alakoyamıyorum ; imkan olsa da ilkokul arkadaşlarımla bugünkü halimizle bir araya gelebilsek. Mümkün olabilse de öğretmen okulundaki arkadaşlarımla bir arada toplanabilsek,çocukluk ve gençlik yıllarımızı şimdiki kafamızla bir günlüğüne yaşayabilsek.Olanaklı olabilse de çocukluk ve gençlik yıllarımdaki akraba, konu-komşu, büyüklerimizle sohbet edebilsek, imkan olsa okutmuş olduğum öğrencilerin şimdiki yetişkin durumlarıyla sohbet edebilsek, geçmiş ve çocukluk yıllarının bir muhasebesini yapabilsek.
 
İmkansız değil, ama hayata geçirmek, gerçekleştirmek de oldukça zor. Bu düşünceleri de beraber çalışmış olduğum Alman Öğretmen arkadaşlarımdan aldım.
 
Anlatırlarken dinlemek lazım……………..
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.