Ahlen, 09.09.2009
İslamiyet ve Ortadoğu - Mustafa Kemal
 
Kaynayan kazan Ortadoğu. Kimler ve hangi evletler düşman değil ki Mustafa Kemal’e ?
 
Altı yüz yıllık koskaca bir imparatorluk, üç kıtaya hükmetmiş, „hasta adam „ damgasını vurmuşlar, imparatorluk çökmüş, üç kıtacık küçüle küçüle bugünkü sınırlarımız içinde ulus anlayışına dayanan Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş, mimarı halkı ile bütünleşerek asrın dehası büyük önder Mustafa Kemal Atatürk , ister sevin ister övün, istersen dövün.Gerçek budur.
 
„Yedi Düvele „ karşı savaştı deniyor ama esas düveller ülke içindeki çıkar gurupları taaa o günlerden dışbirlikçilerle kurt gibi semirmeye, büyük önder için tuzaklar kurmaya başlamışlar.Dünyada bir ülke yok ki kendi önderine beddua etsin, arkasından üstelik ölmüş birinin arkasından hala kötüleme, karalama propagandaları yapsın.Yapsınlar, yapsınlar ki olan günahlarını da üstlensinler.Biz kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz.
 
1923 de kurulan cumhuriyetimizi elbette Mustafa Kemal’e borçluyuz.Ne yazık ki bugün, o günden sınırları çizilen ülkemizi korumakta zorlanıyoruz, korumak için hergün şehitler veriyoruz. „Kurt gerçekten bulanık havayı sever.“ Derler. Ne derece doğru olduğunu cümle-alem yaşıyoruz.Kimlerin menfaati var bu kargaşalardan, kaoslardan ? Hangi empeyalist ülkelerin çıkarları var ki ülkemizin iç işlerine bu kadar burunlarını sokuyorlar ?
 
Kurtuluş Savaşında cephede yenilgiyi kabullenmek zorunda olan ülkeler masada da kabullenmek zorunda kaldılar, kaldılar ama kuyruk acısı hiç unutulmazmış. Evet, kuyruk acısını unutamayan devler, bugün bir başka formda, bir başka platformda bu acının rövanşının
sevincini yaşamaktalar.Bu ülkeyi, kadınıyla, çocuğuyla, kızıyla, genç ve yaşlısıyla düşmana göğüs gererek koruyan-kuran geçmişlerimizin, ejdadımızın kemikleri sızlıyordur.
 
Kimler karıştırıyor ülkemizi ? Bir Afganistan mı olalım, bir Irak mı olalım ?.......Taaaa çocukluğumda Ortadoğu için „Kaynayan Kazan „ ifadesi kullanılırdı.Kaynayan kazan durulmak şöyle dursun, daha fazla kaynamaya hız kazanarak devam ediyor.
 
Neden Ortadoğu, neden müslüman ülkeleri ve Türkiye ? Bir taraftan dünyanın bekçisi ve Avrupa, müslüman ülkelere sıcak mesajlar verirken, iftar yemekleri verirken, yaşayın islamiyeti derken, öbür taraftan da „ İslam teröristleri veya müslüman terörüstler „ ifadesini kullanıyorlar. Çelişki gibi görünse de gayet ince ayarlı bir politika, çifte standarttır.Bütün bu çifte standartları uyguluyor, müslümanlara sıcak mesaj veriyorlar ki islam ülkelerinde istedikleri politikaları uygulayabilsinler ve başarıyorlar da.Avrupanın herhangi bir ülkesinde beş-on kişi bir araya gelsin ve dini bir dernek kurmak istesinler, hemen müsade ederler.Buradaki batılı anlayış ; bu insanlar sadece dini derneklerinde vakitlerini geçirsinler, başka hiçbir şeyle uğraşmasınlar, en önemlisi de okuyup başlarına elleri kalem tutan insanlar, yabancılar geçmesin.Zaten derneklerdeki hocalar, çocuklarımızın okumasıyla pek ilgilenmiyorlar, görevi zaten hocalık, ama bu çocukların okuması ve söz sahibi olması gerekir, okumak zorunda ki hem kendi hayatını kurtarabilsin, hem de kendi ülkesi için birşeyler yapabilsin.Bütün bu yazdıklarımdan dine karşı olduğum çıkarılmasın, asla, din yine öğretilir, öğretilsin de.Ama benim gördüğüm o ki, bu yönde pek başarılı olmadığımız.
 
Geri kalmış ülkelerin hepsi müslüman olan ülkelerdir. Bunu iyice kendi kendimize  irdelememiz gerekir.Hiç bir zaman islamiyet gelişime engel değil, tam tersine öğrenmeden yanadır, taraftır. Öğrenmeden kastettiğim sadece dini bilgiler, ilahiyat değil, müsbet ilimler de buna dahil. Çünkü, geri kalmış ülkelerin tamamı ilim ve bilim alanında geri kalmıştır, bir şekilde gelişimine mani olunmuştur. Bütün bunları ve batıyı iyi bilen, tanıyan Atatürk, idari sistemde laikliği getirmiştir, din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak dinin politikaya alet olmasını önlemek istemiştir. Zira, din temiz, saf, arı ve hile götürmez, oysa siyasette her türlü oyun da oynanabilir. Bu nedenledir ki Diyanet İşleri Başkanlığının kurulmasını sağlayarak dinin tek bir yerden ayırımcılığa meydan bırakmamaksızın en doğru olarak dinin müslümanlara öğretilmesini sağlamıştır.
 
Çok büyük ezici çoğunluğu müslüman olan Ortadoğu’da tek gelişmiş ülke İsrail’dir.Onlar da dinlerine son derece bağlılar ama teknik ve her alanda ileri seviyede gelişmişler, neden müslüman ülkeleri gelişmemiş ?
 
Batılılar; bizi de, islamiyeti de ve Mustafa Kemal’i de gayet iyi biliyor, tanıyor. İyi tanıdığı ve bildiği için sakala göre tıraş yapıyor.Bizlerin de batıyı, kapitalin gücünü iyi tanımamız gerekir ki „ İleri Medeniyetler seviyesine „ erişebilelim.
 
Birbirimizi ezmekle, kırmakla, döğüş ve kavgayla ancak kapitalistlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz……….
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.