Ahlen,23.06.2006
Gaybi Köyünde Dokuma-El İşleri
 
Aslımız yörük müdür bilmiyorum ama köyümüzde el işleri ve dokuma işleri yapılırdı.Hayvancılık ve ziraat işleri parelel olarak yapılırdı.Her ne kadar bu uğraşılarla zengin olamasak da her hane kendi yağı ile kavrulabilecek kadar geçimini temin edebiliyordu.
 
Köyümüzde dört sürüye kadar koyunculuk yapılıyordu zamanında.Hemen hemen her hanenin de bir veya iki ineği vardı,süt,yoğurt,peynir ve yağını temin edebiliyordu.Bunların yanısıra meyve ve sebzecilik,tahıl üretmi de yapılıyordu ve halen aynı şekilde de devam ediyor.Bir anlamda hayvancılık ve ziraat birbirini tamamlamış oluyor.Meyvecilik,son yıllarda beyaz kiraz ve sapı uzun vişne üretmine dönüştü.Elma üretimi masraflarını çıkaramaz olduğundan,meyve üretimi dah çok beyaz kiraz ve vişne üretimine dönüştü.Zaten küçük çiftçi Türkiye genelinde yok olmaya doğru gidiyor.Hayvancılık ona keza,kasaplarda et pahalı,ancak üretici gereken payını alamadığı için sürü sayısı azaldı,maliyet arttı,böylece hayvan üretiminde de gerileme sözkonusu.
 
Köyümüz dağ köyü diye de adlandırılabilinir,arazi engebeli,her ne kadar motorlu taşıtlar olsa da eşek günlük yaşamda hala yerini koruyor.Çocukluğumdan biliyorum,o hayvanların kolanını,heybesini rahmetli anamın kendi yünümüzden dokuduğunu. Aynı şekilde komşularımızda.
 
Şu anda nasıl pek bilmiyorum.Buğday çuvalları,harar,şıra torbası ve buna benzer bütün dokuma işleri analarımız tarafından yapılmıştır.Hele elle dokunan o heybeler gayet sağlam,olmazsa olmazlardandı.Küçük çocuklar heybenin gözünde bağa,bahçeye pek sevinerek giderlerdi.
 
Yaz aylarında koyunlar „kırklık“ veya koyun kırkma makası ile kırkılır.Kırklık,iki ayrı parçadan oluşur,uzun ağızlı olup onunla koyun kırkmak her insanın harcı değil,ancak onu kullanabilen koyunu daha çabuk kırkar.şimdilerde zaten kullanılmıyordur.Makas ile kırkmak daha kolaydır.
 
Kırkılan yünler yıkandıktan sonra kirmanlarlar eğrilerek (iğrilerek ) kaba olarak ipler elde edilir,bu ipler „“ evirgeçlerle,çıkrıklarla eğrilerek kullanılabilir ip haline getirilir.Elde edilen bu iplerden,çorap örerler,çuvallar örerler,şıra torbası örerler,kolan örerler,kilim ve halı dokurlar.Bizim köylülerde halı dokumak adet olmamış,son yıllarda dışarıdan getirilen gelinler köyde halı dokuma adetini de beraberinde getirdiler.
 
Köyümüzde halı dokunmaz ama dokunan köy kilimlerimiz de halıyı pek aratmaz.Köyde birkaç hanenin ıstar ağacı vardır,komşular birbirleriyle anlaşarak imece usülü kilim dokurlar,kilim dokumak pek zor olmayıp zaman ister,özelliği çözgüsü dahil tamamen yün olması,sıra sıra renkli olmasıdır.Eskiden kilimlerin altına kıyık serilirdi,üzerine de kilim,hem yumuşak olurdu,hem de kışın hiç üşünmezdi.Kıyık bir ot olup kenarları kesicidir,nerede yetişiyor,onu bilmiyorum.
 
Kilim dokuyup satanlar da olurdu ihtiyaçlarını karşılamak için.En güzeli de kilim dokunurken konuşmalar,şakalaşmalardır.Hepsi bir tatlı anı olarak belleklerde yaşıyor.
 Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.