Ahlen, 30.03.2009
Okul Hadememiz Omar Osman Amca
 
Gerçek adını tam bilmiyorum ama öğretmen Şinasi ile ben çok severdim,hep „Omar Osman Ağa „ diye seslenir,öyle sever ve sayardık.Adı,bizim için o şekilde özdeşmişti.
 
Omar Osman Amca,oldukça yaşlıydı,köyden kimlerle akraba idi,bilmezdik ama zaten bizim için bir okul hademesinden öte bir arkadaş gibiydi. İşi için gereği de olsa,yaşına ve karakterine saygımızdan dolayı „Osman Ağa,şu işi yap“ demeye pek dilimiz varmazdı ama o illede zaten yapacağını bilirdi.
 
Osman Amca,tipik anadolu insanı,giyimi,kuşamıyla,hareket ve tavrı ile insana güven duygusu verebilen bir karaktere sahipti.Köy içerisinde,köyü ve köylüsü olarak nasıl anılır,kabul edilirdi,onu bilemem,bizim için sağlam karakterdi.
 
Şehirliler köylü değil mi diyedursun,Osman Amca okula veya köye yeni gelen kişiyi tanır ve bizi icabında uyarırdı.Son iki yılımı müdür olarak çalıştığım Sorsavuş’ta ben kendisinin bilgi ve tecrübelerinden istifade ettiğimi gururla söyleyebilirim.
 
Gülümsüyerek şakalaşırdı.Maddiyatsızlığına rağmen yardımlaşmayı,paylaşmayı severdi.Ama kafasına yatmayan bir durum karşısında gururunu korur,minnet de etmezdi.
 
Aslında olumsuz bir şey yazmak istemem ama anlatmak istediğim anıyı yazmadan edemiyeceğim.Soyadını unuttuğum bir bayan öğretmen benim,ismini yine de vermiyeceğim,kuru mu kuru,inat mı inat,sert mi sert,mesleki başarısı hakkında hiç konuşmak istemem ama,bir öğretmen okuttuğu öğrencisi ile mahkemelik olursa,hele de bu öğrenci ilkokul öğrencisi ise,o zatın öğretmenliği tartışılır,tartışılmalı mutlaka.
 
Müdürlük sıfatım ile hayatımda ilk kez mahkemeye çıkmak zorunda kaldım,utandım mahkemede.Benim açımdan işin en acı tarafı ise,bir tarafta meslek arkadaşın (zorunlu olarak),diğer tarafta öğrencimiz.Mahkeme sonucu zaten belliydi,herhalde bir hakim ilkokul öğrencisini öğretmeninden dolayı cezalandıracak değildi.
 
Osman Amca,bu bayan arkadaş geldikten sonra,kesin tavrını ortaya koydu.Sevmediğini,böyle öğretmen mi olur şeklinde her fırsatta açık açık Şinasi ile bana söylerdi.Bayan öğretmen arkadaş da her fırsatta ezmeye çalışırdı.Osman Amca birkaç kez hademeliği bile bırakmıştı.Biz yine rızasını alarak razı ettik.
 
Son senemdi.Beşinci sınıflar diplama alabilmek için beş gün sınava tabi tutlurdu.Köyün bir lütufu ;.. sınav haftasında imtihan olan çocukların aileleri sırası ile kahvaltı ve öğle yemeği biz öğretmenlere getirirlerdi.Bu gerçekten bir lütuftu.On beş yaşına gelmiş bir çocuktan,bilsin-bilmesin bir ilkokul diplomasını zaten esirgeyemezdik.
 
Önceleri birkaç kez demiştim,Osman Amca da gelsin beraber yiyelim,bayan arkadaşımız hep şiddetle karşı çıkardı.Bir seferinde bu bayan arkadaş : „Kalan yemekleri veririz,onu yesin“ dedi.Ben,Osman Amca kesinlikle böyle bir şeyi kabul etmez,davet edersek bizim yer,ama artık kabul etmez dedim.
 
Herşeye rağmen bu vatandaş tuttu,kalan yemekleri çocuklarla Osman Amcaya saldı.O yemeklerin geri gönderileceğini kendisine anlatmaya çalıştım ve nitekim Omar Osman Amca yemekleri olduğu gibi geri gönderdi ve dedi : „Hoca,söyle ona,onun artıklarına kalmadım.“
 
O sözleri unutmadım,kulağimda zaman zaman çınlar………………….
Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.