Ahlen, 05.04.2009

İçme Suyu-Pınarönü-Buluşma Yeri

Pınarönü ile ilgili anılar sonsuzdur.Ben elli yılını yaşadım,ancak o yıllardan bahsedebilirim.

Çok merak ettiğim,bizim büyüklerimizin,atalarımızın yüzyıllar öncesindeki yaşadıkları.Pınar-

önündeki pınarın yapımı dünden bugüne olmadığı aşikardır.Kimler yapmış,kim akıl etmiş öylesine bir yapım şeklini.

Köye,evlere su getirildikten sonra bir anlamda Pınarönü önemini yitirmiş olup yaz aylarında piknik yeri olarak umuma hizmet etmektedir.Bizden önceki nesiller orayı nasıl değerlendirdi,pek bilgimiz yok.Bizim nesil için,gerek genç kızlar açısından gerekse erkekler açısından kendini gösterme,bir nevi görüşme gibi düşünülebilinir.

Yetmişli yıllarda,Türkiye genelinde olduğu gibi bizim köyde de bugünlere oranla nüfusun yoğunluğu, beraberinde canlılığını da beraberinde getiriyordu.Bir ara köyümüzde iki kahvehanenin olduğunu söylesem bir çok genç pek hayal bile edemez.İnsanlar,kahvenin birinden öbürüne giderdi.Şimkiki kahve ve Kara Adem’in köşedeki bina,bir ara köy bakkalı olarak da kullanıldı.

Yaz aylarında köyde akşamları bir başka olurdu.Cami önü,meydanlıkta herkes için,her yaş gurubu için bir yer vardı.Kahvenin içinde oturanlar,önünde oturanlar,çocukların o ortamda yol içinde oynamaları,Dedeköy’e giden vasıtaların meydanlıktan geçmeleri.Yani,cami önü,yol,meydanlık,kahvehane önü,muhtarlık bunların hepsi sanki bir noktada toplanmış.

Önceki yıllarda nedense muhtarlıkta,gerek köyün kendi iç meseleleri,sorunları,gerekse civar köylerle ilgili sorunlar,sorunlar ,sorunlar,bunlar hiç eksik olmaz,muhtar odaya birisini çağırttığı zaman kulaklar kabartılır,merak konusu olurdu.

İkindin-akşama doğru genç kızlar,ellerinde testileriyle ikili,üçlü guruplar halinde meydanlıktan geçerek Pınarönü’ne su almaya giderler,o kalabalık insan yoğunluğunun bakışları arasında oradan geçmek,bir seremoni gibiydi.Gençler kendilerince gönüllerinden geçirdikleri kızların oradan geçmesini adeta beklerlerdi.

Köye piknik için davet edilen önemli misafirler de Pınarönü’nde ağırlanmıştır.

Yüzyıl öncesinde Pınarönü’nün nasıl bir görünümü vardı acaba..?

Mustafa Dumlu